27 Mayıs 2011 Cuma

Şartlanmalar

Su altı deneyimim eşsizdi: Gruptan ayrı eğitim almak zorunda kaldım  Çünkü maskeden su tahliyesini yapamadım. Burnumdan nefes vereceğime aldım her seferinde ve boğuldum. Yıllardır pilateste tersini yapan biri olarak ben, su altında beynimdeki şalterin yönünü değiştirmeyi beceremedim. Epey uğraştılar ama sonunda oldu.

Aslında müthiş bir deneyim. Beni açıkça şartlanmalarımla yüzleştirdi. Kendimi doğal akışa bırakamadığımı, bırakabilirsem otomatik uyuma geçebileceğimi gösterdi. Bunu da, Emin Hocam yaptıklarımızı gözüm kapalı yaptırınca ve bir seferde yapabilince anladım. Gözüm açıkken ne oluyor bilmiyorum ama kapalı iken ortama şıp diye uyabiliyorum. İlginç... 

Yarın gerçek dalış var. Hayırlısı diyorum ve oğlum Kayra ile gidiyorum :) 



Nefis bir gün. Sabah oğlanlarla kahvaltı. Sohbet muhabbet. Sonra bakıcının dahiyane teklifi: "Neden dün aldığın şezlonglarla sahile gidip kitap okumuyorsun?". Ve anında evden çıkış...

Muhteşemdi. Tek kelimeyle. 17,90 TL'lik şezlongum, eşantiyon termos kahve "mug"um ve içindeki kahvem ve bizzat para verip aldığım kitabım ve ben! Ve tabii ki yemyeşil çimenler, masmavi gökyzü, dizi dizi adalar vs. vs. (bu paragraf cennetin çok ucuza mal edilebildiğini anlatıyor :) )

Derken bir uçurtma gördüm. Küçükken Hollanda'dan annemler bir uçurtma getirmişlerdi ama hiç uçurtulmadı. İçimde kalmış. İzledim.... Sonra bir anda uçurtmayı uçuran kişi önümde peyda oldu...
Uçurtması direğe takıldı. Ama o ustalıkla kurtardı. Ben de "Bravo!" dedim. Ve sohbet başladı. İçeriği detay. Özü şu: Hayattaki olaylar uçurtmanın ucundaki şekilse, ipin gerginliği bizim gerginliğimiz ise, ip ne çok gergin olacak ne çok gevşek. Rüzgarı yakaladı mı uçurtma koyver gitsin! Ayrıca belli bir seviyeye erişti mi uçurtma aşağı zor iner! Uçurtmayı uçurttum! Ölsem de gam yemem!

Hayırlı uçuşlar!

En kısa zamanda oğlanları getireceğim dedim Halit Bey'e- bugünün kahramanına ;-)


C'est la vie!

* Yarından sonra Ayvalık'ta dalış var. Nefes alıp verebilirsem su altında bu iş de tamam demektir :) Zira çok su yuttum bugün havuz çalışmasında. Mayadrom'un havuzu kısmen boşaldı :))))
Sayın Emin ve Murat Hocalarım! Sizleri seviyorum- sabrınıza minettarım. 

23 Mayıs 2011 Pazartesi

Ben de, Ben de!

Birileri yazıyor, söylüyor, ben de katılıyorum, eşlik ediyorum. Sonra da yüzümde güller açıyor :))
İstediklerini ben de istiyorum... İstemediklerini ben de istemiyorum.

Bana Ritz'den bir kıyafet ver, istemem onu!
Chanel'den mücevherler, istemem onu!

Bana bir limuzin ver , ne yapayım onu ?
Bana hizmetçiler öner , ne yapayım onu ?
Neufchatel'de bir malikhane, bana göre değil.
Bana Eiffel kulesini öner, ne yapayım onu ?

nakarat:
Ben aşk, keyif , hoş mizaç istiyorum
Beni mutlu edecek sizin paranız değil
Ben elim kalbimde ölmek istiyorum
Hadi beraber özgürlüğümü keşfedelim.
Yani bütün klişelerinizi unutun
Benim gerçekliğime hoşgeldiniz...

Sizin iyi davranışlarınızdan bıktım, bu bana fazla !
Ben ellerimle yemek yerim ve ben böyleyim !
Doğrudan konuşurum ve açık sözlüyüm, özür dilerim !
İkiyüzlülüğe bir son verin, bıktım bundan !
Odunların dilinden bıktım !
Bana bakın

herneyse, size kızgın değilim ve ben böyleyim
papalapapapala / ben böyleyim

BABAMIN KIZIYIM


Dün sabah ve bu sabah kendimi açık hava sporu ile ödüllendirdim: sahilde koştum. Kulağımda ruh ikizimin yaptığı enfes spor müzikleri, karşımda adalar ve yüzümde engelleyemediğim gülücükle. Kimbilir adalar da ne güzeldir şimdi dedim kendi kendime...

Bugün babamın 75. doğum günü.  Koşarken onu düşündüm. Hayatını düşündüm. Yaşadıkları ve yaşayamadıklarını düşündüm. Daha çoook yaşasın, ve hayata kattıkları kadar o da hayattan alabilsin istedim. Onu hep kendim gibi veya kendimi onun gibi gördüm. Huzursuzluğu, her daim dengeyi araması ve bulmadaki güçlükleri, ama hiçbir zaman kaybetmediği mizahı ve enerjisi ile.
Ona hep düşkündüm. Hala da düşkünüm. O bilmese de ve ben hissettiremesem de... Ben, onun kızıyım, çoğu zaman annemin de dediği gibi. Ve bununla gurur duyuyorum.

Babacım: İyi ki doğmuşsunuz ve ben sizin kızınız olmuşum. Sizi olduğunuz gibi seviyorum. Çok yaşayın, e mi?!

UYANIŞ

Halkımıza güveniyorum: Artık sadece tahıl yetmiyor, başka beklentileri de var...

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Psiko-drama

Bir süredir psikodramaya gidiyorum. Seyircisi olmak iyiydi de, protagonist denen başrolde olmak fena imiş. Fight Club gibiydi. Tabiri caiz ise "dişlerim ağzıma döküldü". Bir daha ayağa kalkamam dedim. Ama kalktım. Hem de bambaşka bir Burcu olarak. Şimdi etrafımdakiler yeni Burcu'ya alışmaya çalışıyorlar :)) Bense, yeniden doğdum.

Grubuma minettarım.

Hayata aşığım.

Son oturumdaki çalışmada bazı tanımlamalara göre rol dağılımı (görünüşte randomize) oldu. Direktörümüz roller ile kişilerin ilişkili olduğunu, bizim aslında o rolleri  temsil ettiğimizi söyleyince yüzüm güldü. Seçildiğim roller, "cesaret" ve "eğlence" idi!

Takipteyiz

Dün sabah oğullarımla sohbet ederken onlara bir soru sordum: "Sizce benim için hayatta en önemli şey ne?" dedim. İstedim ki kendilerini söylesinler. Düşündüler, sessizce. Sonra Kayra saymaya başladı, yavaş yavaş... "Sevmek" dedi. Gözümün içine bakarak. "Evet! Kesinlikle!" dedim. "Dalma derslerin, bir de spor" dedi. Son birkaç haftadır aksatmadan SCUBA'ya da gitmeye çalıştığımı farke etmiş demek ki :))) Son olarak da "İşin" dedi.

Çocuklara birşey anlatmaya gerek yok. Onlar takipte ;-)

Beyond the words...

GRAZ- "Ot"luk (Her ne kadar "Small Castle/Town" anlamına da gelse)

Toksik düzeyde huzur... Huzursuzluk tapınağında yaşayan bana fazla...
Benim dozum 1 hafta. Fazlası bozar :)
Yine de eğlenmeyi bildik ya bize helal olsun!

11 Mayıs 2011 Çarşamba

TRUISMS

1. Life is pleasant. Death is peaceful. It's the transition that's troublesome.

2. Arguing with your Boss is like wrestling with a pig in mud. After a while you realize that while you are getting dirty, the pig is actually enjoying it.

3. Help a man when he is in trouble and he will remember you when he is in trouble again.

4. Behind every successful man, is a surprised mother-in-law.

5. Whoever said money can't buy happiness, didn't know where to shop.

6. Most people are only alive because it is illegal to shoot them!!

7. Forgive your enemies but remember their names

1 Mayıs 2011 Pazar

"Güzel" İnsanlar

Önce insan sevgisi. Sonra vatan sevgisi. Sonra da doğa belki.
Ben de canlandırdıkları bu klibin...
Yine ne iyi iş yapmışlar. Ellerine, dillerine, seslerine sağlık.
http://vimeo.com/23084089