Muhteşemdi. Tek kelimeyle. 17,90 TL'lik şezlongum, eşantiyon termos kahve "mug"um ve içindeki kahvem ve bizzat para verip aldığım kitabım ve ben! Ve tabii ki yemyeşil çimenler, masmavi gökyzü, dizi dizi adalar vs. vs. (bu paragraf cennetin çok ucuza mal edilebildiğini anlatıyor :) )
Derken bir uçurtma gördüm. Küçükken Hollanda'dan annemler bir uçurtma getirmişlerdi ama hiç uçurtulmadı. İçimde kalmış. İzledim.... Sonra bir anda uçurtmayı uçuran kişi önümde peyda oldu...
Uçurtması direğe takıldı. Ama o ustalıkla kurtardı. Ben de "Bravo!" dedim. Ve sohbet başladı. İçeriği detay. Özü şu: Hayattaki olaylar uçurtmanın ucundaki şekilse, ipin gerginliği bizim gerginliğimiz ise, ip ne çok gergin olacak ne çok gevşek. Rüzgarı yakaladı mı uçurtma koyver gitsin! Ayrıca belli bir seviyeye erişti mi uçurtma aşağı zor iner! Uçurtmayı uçurttum! Ölsem de gam yemem!
Hayırlı uçuşlar!
En kısa zamanda oğlanları getireceğim dedim Halit Bey'e- bugünün kahramanına ;-)
C'est la vie!
* Yarından sonra Ayvalık'ta dalış var. Nefes alıp verebilirsem su altında bu iş de tamam demektir :) Zira çok su yuttum bugün havuz çalışmasında. Mayadrom'un havuzu kısmen boşaldı :))))
Sayın Emin ve Murat Hocalarım! Sizleri seviyorum- sabrınıza minettarım.
Sayın Emin ve Murat Hocalarım! Sizleri seviyorum- sabrınıza minettarım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder