1 Ocak 2012 Pazar

Yeni yıl... Kime göre?! Neye göre?!



Ne yeni yıla girmeyi ne de eski yılı geride bırakmayı seviyorum... 


Aralara bentler koymadan aksın hayat. 


Birileri öyle istedi diye veya buyurdu diye "o" gün kutlaması... Santa Clauslar, Saint Valentineler... Tıkanan trafikler, patlayan "kırmızı kadife yastık" satışları, altına hediye koymak için alınan ağaçlar... Eski köylere yeni adetler...  


Belki "benim yılım" daha önce başladı.
Belki de daha başlamadı. 


Takvimdeki sayıları mı kutlayacağım yani?! Ne komik :)))


Yeni yılda "sağlık, başarı, mutluluk" ayrılmaz üçlüsü dilemeler. "Mutlu Noeller" yazmalar!!! Gece 12'de havai fişekler, sarılıp, öpüşmeler... Aklıma şaman törenleri geliyor :)) 


Belki de bu dilekler bizi ayakta tutuyordur diye de düşündüm dün kendi kendime. O zaman sadece bir gün dilemek yerine hergün dileyelim... Ne ala!



*Noel Baba'ya değinmeden de edemeyeceğim. Kesinlikle Keşan Müftüsü'ne katılıyorum. Adam olsaydı kapıdan girerdinin ötesinde, hayatımıza son 10 yıl içinde değil çok daha önce girerdi. 


Herşeyimiz ithal. Kahramanlarımız bile.


Amma ve lakin iyi satıyor ve sattırıyor ;-) 


**Yılı yeni olanlara kutlu olsun! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder