4 Haziran 2010 Cuma

Zenginlik

Az önce çok hoş bir kafede, çok keyifli bir sohbet eşliğinde bir kahve içtim. Beraberinde de minik birkaç kurabiye. Kafe sade bir zevk eseri, servisi yapan kişi ise eserin öznesi sanki. Kız kah servis yapıyor, kah kasanın arkasına geçiyordu. Ölçülü bir samimiyet ile müşterileri ağırlıyordu. Sonradan öğrendim. Kurabiyeleri bu kız yapıyormuş. Kafenin de sahibi imiş. Çok ünlü bir mağazalar zincirinin sahibinin kızı imiş. Bu zerafet, bu ağırbaşlılık, bu mütevazilik, bilgi, zevk... Bana çok sıradışı gözüktü. Ayrıca mezun olduğu okul da ülkemizin bence en prestijlisi.
İşte bu zenginliktir. Cebe konanlar ve konamayanlarla... Sayılanlar ve sayılamayanlarla...

2 yorum: